Ali Babacan: “Bu ülkenin yarınlarını, el öpmek için sıralarda bekleyenler değil, Elif gibi dik duranlar kuracak”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Ankara İkinci Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada, Erdoğan’ın faiz inadını “bahis” olarak nitelendirerek, bu bahsin kaybedenin Erdoğan olduğunu ancak bedelini 85 milyonun ödediğini söyledi.
Babacan, Özel Harekât Daire Başkanı ve polislerinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin elini öpmesini eleştirdi. Devletin polislerinin bir siyasi parti Genel Başkanı’nın elini öpmek için sıraya girmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Babacan, bu tablonun ülkenin geldiği acı durumu özetlediğini kaydetti.
“El öpenleri evladınız belleyip sizden olmayanı mülakatlarda elediniz”
İktidara seslenen Babacan, “Siz birilerini bir yerlere atamak için, insanları böyle sıralara dizdiniz. Fakat emeklilerimiz geçinemiyor, ekmek sıralarında bekliyor. Siz el öpenleri evladınız belleyip sizden olmayanı mülakatlarda elediniz. Fakat çalışanlarımız aç; ucuz et sıralarında bekliyor. Siz, yargı ve emniyette ‘bizden’ ve ‘bizden değil’ kliklerini oluşturdunuz. Fakat gençlerimiz yarınlarından umutsuz, vize sıralarında bekliyor. Millete reva mı bu? Yaptıklarınız yüzünden ülkemiz, insanların birbirine güvenmediği, sokakları güvensiz, katillerin serbest kaldığı bir ülke oldu. Yargıdaki ve emniyetteki el öpme sıralarının sonucu bu. Fakat hep söyledik, söyleyeceğiz:Bu ülkenin yarınlarını, hiç kimsenin karşısında eğilmeyen, bu ülkenin çalışkan gençleri kuracak.Bu ülkenin yarınlarını, el öpmek için sıralarda bekleyenler değil, Elif gibi dik duranlar kuracak. Bu ülkenin yarınlarını, işini dosdoğru yapan, haktan, hukuktan, adaletten sapmayan, hakimler, savcılar, polisler, askerler kuracak. Karşısındaki memurlara el öptürenler değil, ‘Sen Türkiye Cumhuriyeti devletinin memurusun, askerisin, polisisin… Eğilme, dik dur!’ diyenler kuracak” değerlendirmesinde bulundu.
“Bildikleri tek şey var: Bizden mi, onlardan mı?”
Yönetim kademelerindeki siyasi klikleşme ve örgütlenmeleri de eleştiren Babacan, “Bildikleri tek şey var: Bizden mi onlardan mı? Bizim mahalleden mi karşı mahalleden mi? Biz bundan bir siyasi çıkar sağlar mıyız sağlamaz mıyız? İktidarın da muhalefetin de yaklaşımı bunun üzerine kurulu.Her tarafta bir ayrı klik, her tarafta bir başka örgütlenme, bir başka çeteleşme” diye konuştu.
“Tek sorumlu Erdoğan”
Mevcut sistemde tek yetkinin Erdoğan’da olduğunu aktaran Babacan, şunları söyledi: “Çok istediniz, tek yetkili oldunuz. Ülkede olan her şeyden tek başınıza sorumlusunuz. Her önlemi alabilecek tek imza sizin elinizde. ‘Nas var’ diye diye, hem enflasyonu hem faizi patlattınız. Kur Korumalı Mevduat diyerek ülkenin hazinesine büyük zararlar verdiniz. Kur Korumalı Mevduat için Merkez Bankası’na karşılıksız para bastırdınız, milyonlarca sabit gelirliyi enflasyon yoluyla fakirleştirdiniz. Ekonomi politikanız yüzünden insanlar maaşlarını, üç kuruş birikimlerini bahislerde kaybediyorlar. İnsanlar işlerinden oldular, evlerinden oldular, aileleriyle, akrabalarıyla kavgalık oldular. Dolar borçlandılar, ödeyemediler, mahkemelik oldular. İnsanlar sizin ekonomi politikanız yüzünden intihar ettiler, canlarından oldular. Vatandaşı düşürdüğünüz hâl bu işte.Soruyorum: Kim verecek bunların hesabını? Sayın Erdoğan siz, vatandaşın eve götürdüğü ekmek üzerine bir bahse girdiniz. İnsanların birikimleriyle kumar oynadınız ve kaybettiniz.”
“Yanlış ekonomik politikalardan dolayı insanlardan helallik iste”
Erdoğan’a çağrıda bulunan Babacan, “Şimdi ortadan kaybolmak yok. Çıkın, ‘Hata yaptım’ deyin.‘Merkez Bankası’na verdiğim yanlış talimatlar sebebiyle ülkede enflasyon patladı’ deyin. Bakanlarınız bile ‘Rasyonel, yani akılcı politikalara döndük’ diyor. Ama siz susuyorsunuz. Faizden hiç bahsetmiyorsunuz. Konuşmadığınız konuları bilmiyormuş gibi yaparak sorumluluktan kurtulamazsınız. Yanlışlarınızla yüzleşmezseniz, insanlar size güvenmez. Bu vebalin altında kalmayın, çıkın insanlardan helallik isteyin” diye konuştu.
Babacan, iktidarın kurduğu ekonomik düzenin toplumun bir kesimini zenginleştirirken diğer kesimini yoksullaştırdığını ifade etti. Kalkınmanın taş ve betondan ibaret olmadığını belirten Babacan, “Sanayi yatırımı, teknoloji yatırımı, üretim, ihracat bu iktidarın öncelikleri arasında yer almıyor. Peki, ne uğruna? Haksız rant uğruna, birilerini zengin etmek uğruna. Bu kadar inşaat yapılıyor, bu kadar ev yapılıyor ama tarihin en büyük konut krizini yaşıyoruz. Kiralar beş kat, altı kat arttı. Hele İstanbul’da bazı yerlerde on kat arttı. Ev sahipleriyle kiracılar mahkemelik oldu.Satın almaya kalksanız, ev fiyatları aldı başını gitti.”
“Şehirler, insanların kira ödeyemediği, ev alamadığı şehirler haline geldi”
“Gençlerin, çalışanların ev alma hayalleri yerle bir oldu. Bu kadar yapılaşma oldu da vatandaşın hayrına mı oldu? Şehirlerin siluetleri bozuldu, tarihi dokulara halel getirildi. Kültürel alanlar, yapılar bir bir yok oldu. Şehirlerin nefes alma alanları bir bir yok oldu; taş oldu, beton oldu. Tek kalem oynatmayla birileri zengin olsun, birileri ceplerini doldursun diye binalar yapıldı, fakat şehirler insanların kira ödeyemediği, ev alamadığı şehirler haline geldi.”
“Vergi almak için bakkalla, kasapla uğraşmayın, büyüklerle uğraşın”
İktidara vergi paketleri üzerinden yüklenen Babacan, şu ifadeleri kullandı:
“KDV oranını temel bütün ihtiyaç ihtiyaçlarda, gıda, giyim, sağlık, eğitim, yüzde 18’den 8’e düşürdük. Tahsilatımız düştü mü? Düşmedi, arttı. Kurumlar vergisi oranını yüzde 33’ten önce 30’a indirdik, sonra da 20’ye indirdik. Tahsilatımız düştü mü? Düşmedi, arttı. Bakın arkadaşlar, vergi sistemi ekonomik faaliyeti boğacak noktaya geldiği anda, o kâğıt üzerinde hesap ettiğiniz hiçbir vergiyi toplayamazsınız. Vergi mi arıyorsunuz? Öyle küçük esnafla, berberle bakkalla, kasapla, manavla uğraşmanıza gerek yok. Siz büyüklere gidin büyüklere… İmar rantlarıyla ilgili bir vergi var mı pakette? Siz tam gaz israfa devam edin, bedelini yurt dışı görüp gelecek çalışanlar, gençler ödesin, öyle mi? Siz milyarlık vergi afları getirin, uzlaşma yoluyla Maliye’nin alacağını sıfırlayın, bedelini tüm sabit gelirliler ödesin, öyle mi?”
“Ülkenin yarısı diğer yarısıyla kavgalı”
İktidara ülkenin geldiği son durumu verilerle de hatırlatan Babacan, “Gelir dağılımı bozuldu, toplumsal yapı örselendi. Toplumu saran şiddeti sakın bu anlattıklarımdan bağımsız düşünmeyin arkadaşlar. Ülkenin yarısı, diğer yarısıyla kavgalı. Ülkenin yarısı, diğer yarısıyla mahkemelik durumda. Son beş yılda vatandaşlarımızın sadece %5’inin geliri reel olarak artmış. %95’in geliri ya düşmüş, ya sabit kalmış. 2023’te ihracat geçen seneye göre sadece %0,5 artmış. Bu yılın ilk 6 ayında ihracat, geçen seneye göre sadece %2 artmış. Rakamlar ortada” dedi.
“Yol ortasında yürürken iki yurttaşımız elektrik akımına kapılıp hayatını kaybediyor, özür dileyen, istifa eden yok”
“Ülkemizde ekonomi kötü, vatandaşlarımız çok derin bir geçim sıkıntısı çekiyor. Oralı olan yok, umursayan yok. Deprem tehlikesi her geçen gün büyüyor. Uzmanlar uyarıyor, her gün tekrarlıyor. Dinleyen yok, kulak veren yok. Yol ortasında yürürken iki yurttaşımız elektrik akımına kapılıp hayatını kaybediyor. Özür dileyen yok, çıkıp istifa eden yok.”